//-->

Refik Mert Uykuseven

26.7.2011

                              

Fikir Farklılıkları

  Günaydınlaar efendim. Bugün 26 Temmuz 2011 .

  Bugün liselere tercihlerin açıklandığı gün. Herkesi heyecanlı bir gün bekliyor bugün.
Kimisi bugün puanını akşamdan bakmış, lise için plan yapıyor, kimisi tatilde olup hiçbir şeyden habersiz tatiline devam ediyor, kimisi kazandığı okulu daha yeni öğreniyor. Yani bugün çok çeşitlilik sağlayan bir gün geçecek diyebiliriz.

  Ben Tuncay Azaphan Lisesi’ni kazanmışım. Gazetecilik bölümünü tabikide. Bu kadar yazılar yazıyorum, gazetecilik bölümünü okuyarak belki ilerde bu sitede değil de, güncel bir gazetede yazı yazıcım (İnşallah) , kim bilir.


Çoğu insan lisesini seçmeye çalışıyor, çoğu insan tercih bile yapmamış, düz liseye gidecek. Fakat onların tercihleri beni ilgilendirmiyor. İsterse Kabataş Anadolu Erkek Lisesi’ne girsin , isterse Çamlıca Kız Lisesi’ne
Bazı arkadaşlarım, tercihlerinde tutturamadığı ya da tercih yapmadığı için istediği mesleği olamayacak. Bazı kişiler ise istediği mesleğe puanı yetiyor fakat aile baskısından o liseye gidemediği için olamayacak. Fakat bence meslek seçim için erken. Tamam, meslek seçmemiz gerekiyor, o mesleğe göre okumamız gerekiyor fakat okul hayatı liseden ibaret değil, önümüzde ÜNİVERSİTE denen bir okul, bir level daha var. Asıl meslek seçimi, asıl meslek okuma orada gerçekleşecek. Fakat meslek lisesi okursak, bu ÜNİVERSİTE’ye bir adım yaklaşmış oluyoruz.


  Bir mesleğe sahip olmak için illa lisesini, üniversitesini okumamız gerekmiyor. Tamam, gerekiyor ama sadece onlar gerekmiyor. O mesleğe yaklaşmamız, ilgi göstermemiz gerekiyor.

  Mesela ben; Gazeteci olmak istiyorum ve bunun için günlük yazı yazıyorum. Okulu okuyarak bunu profesyonel hale getirecem. Şu anda ben amatör bir yazarım. Okulu okuyarak, bu mesleğe biraz daha yaklaşmış olucam.

  Benim bu mesleği seçmekteki temel amacım; Kendi fikirlerimi, önerilerimi, eleştirilerimi dile getirebiliyorum. Mesela bir köşe yazımda okul hakkında bahsettim ve altına dipnot olarak “Ben böyle düşünüyorum, bu benim düşüncem” dedim. Bir konu hakkında herkes aynı fikirde olamaz ki. Bende kendi fikirlerimi öne atıp yazıya çeviriyorum. Nasıl bir filmden çıkan bir kişiye “Film nasıldı?” diye sorarsınız, işte ben sormadan fikrimi yazıyorum.

  Eleştiri insan hayatının en önemli unsurudur. Çünkü hiçbir insan kusursuz değildir ve kusursuz, hayatında hiç yanlış yapmayan insan yoktur. Eleştiriler o insanın hata yapmasını önler, yaptıysa da o hatanın telafisini bulmasına yardımcı olur. Mesela ben ilk köşe yazımda Nihat Doğan’ı eleştirmiştim. Kendisi Survivor adlı yarışmaya gitmeden önce “Ülkeme iyi bakın” demişti. Bende onu eleştirerek “Sanki kendi ülkesi de böyle söylüyor” demiştim. Bu bir eleştiridir bence.

  Gazetedeler de, onlarca köşe yazarı var. Hepsi kendi fikirlerini, eleştirilerini yazıyorlar. Bunlar birer fikir farklılığı ve çeşitliliğidir. Yani işte mesela gündemde olan Şike olayı. Mesela A kişisi işte şu şu şu nedenden dolayı şike yapılmıştır der , B kişisi şu şu şu olmuştur , şu şu şu yüzünden şu şu şu yapılmıştır der şike yapılmamıştır der. Okuyucu ikisini de okur ve ikisinin de fikrini almış olur , bilgi sahibi olur fakat okuyucu hangisinin haklı olduğunu bilmez. Çünkü biri beyaz diyorken diğeri siyah diyor . Okuyucu kesin bir sonuca varamaz . İşte fikir farklılıkları bunlardır. 

Refik MERT UYKUSEVEN | 26.7.2011

 
Refik Mert Uykuseven Resmi Web Sitesi © 2011 - 2013

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol